25 Mart 2017 Cumartesi

Bir Şiir

Bloga kopyala-yapıştır yapmaktan mümkün mertebe kaçınmaya çalışıyorum ama Hüsrev Hatemi'nin yeni okuduğum bu şiirine kayıtsız kalamadım. Telif hakkı varsa affola. 

Yine de

İç-dünyama İsviçre misâli
Yeşiller ve göller yerleşmedi.
Hangi kalıtımın ürünüyse,
İç-kentimde bir iki yaşlı kedi...
Çamurlu kaldırımlarda;
Dolaşır akşamüzeri.
İnsanların paçaları çamurlu,
İhtiyarların cebinde bir yumak sicim,
Ve en fazla bir elli lira.
Bir de paslanmış bir çakı.
Kadınlar ne leyli ne de güzel
Fakat ince ve saf yine de.
Hafif kamburu çıkmış kazaklı kızlar
Nemli ve kızarmış burun uçları
Gelecek günlerin hayâlini kurar.
Tek olağan dışı güzellik bu kentte
Koca kafasıyla Hindistan’ı anan
Bir fil bir de sükûti-devenin,
Süpermarketlere girmesidir.
Saygılı ve düşünceli her ikisi de.
Sen varsan ey yâr, ümit de var
Gözlerinde gizi güzelliğin,
Aman saklı kalsın saklamalısın,
Sarıp sarmalayıp sandıklamalısın.
Bekle ki bekçiler ihtiyarlasın
“Memlekete gettü” desinler de sen;
O zaman sandık-lekeli gizler
Bir de ben ve derinleşmiş izler,
Sürülmüş tarla kokusu yüzümde,
Sana doyasıya nazar edeyim.
“Geç oldu artık ben de gideyim”
Deyince ben, bu hikâye bitsin
Ve yeni bekçiler de benim için
Memlekete gitti diyeceklerdir
Deve ve Fil hemen gözden silinir.
Sen benim gözümde kalansın
Yine de.

Hiç yorum yok: